Fatih Sultan Mehmed, dönemin deyişiyle “Haşerat-ı Bahriye” (Deniz böcekleri) yani ıstakoz, midye ve istiridyeyi çok severdi

Burak ARTUNER

Tüm bu tartışmalar sürerken, Şebnem Bursalı’nın ‘hata’ dediği paylaşımıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dilediği, ardından Erdoğan’ın partisinin MYK’sında partisini “şatafatlı tatil” konusunda uyarmasının beklendiği haberleri de hâlâ gündemde yer alıyor.

Bu gelişmeler yaşanırken, “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” deyimini bu olayla “Müslüman mahallesinde ıstakoz satmak” diye güncelleyen Patronlar Dünyası Genel Yayın Yönetmeni Toygun Atilla’nın üç gün önce kaleme aldığı yazısı, aklıma Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed’in deniz ürünlerine olan tutkusunu getirdi.

FATİH “HAŞERAT-I BAHRİYE” TUTKUNUYDU

Topkapı Sarayı mutfağı yemek yapmanın ötesinde, sultanın cömertliğini ve gücünü halka gösterme rolünü de üstlenmişti. Fatih’in, dönemin deyişiyle “haşerat-ı bahriye” (deniz böcekleri), yani böcek, istakoz, midye ve istridyeyi çok sevdiği söylenir. O dönemde karidese “kadriye” denirdi; kadriye ve istiridye saray mutfağında sık sik pişen yemeklerdendi. Padişaha sunulan mükellef sofradan bir örnek verelim: Fatih, Haziran-Temmuz aylarında sabahları yumurtalı lapa, mantı, kestaneli bulgur, tavukgöğüsü, muntacana (koyun etinden yapılan bir yemek) yoğurtlu erişte, lalanga, kabunî (et, soğan ve kuru kayısı ile yapılan bir yemek) ile güne başlıyordu.

Süheyl Ünver, Fatih dönemi saray mutfak defterleri üzerine yaptığı ve İstanbul Risaleleri III’de yayınlanan incelemelerinde bir çeşit tatlı su balığının Fatih Sultan Mehmed ve maiyetine “mahsus olarak” alınıp pişirildiğini saptar: “Matbah-1 amire defterlerinde Fatih’e mahsus balık şöyle yazılıdır. Mahi (balık) berâ-yi hassa, 878 (1473) senesi Şabanında hemen her gün defterde 10 akçelik alındığında cinsi bildirilmeyerek kaydedilmiştir.”
Süheyl Ünver, Fatih’e 878 yılının 3 Şevval Cumartesi günü hazırlanan yemekler arasında piyazlı balığın da bulunduğunu aktarır ancak bu balığın cinsi gene belli değildir. Fatih, saray mutfağı harcamalarında tutumludur. Ünver’in araştırmalarına göre, örneğin Divan toplantısına katılan vezirlere gününe göre pekmezli yoğurt tatlısı, yumurtalı lapa, lahana çorbası, baş paça, yoğurtlu tutmaç veya yoğurtlu mantı gibi tek çeşit yemek çıkıyordu.

İLGİLİ HABER


patronlardunyasi.com

Related Posts

Karahan, TÜİK’i kurtarmak isterken gerçeği itiraf etti: İkinci iş arayanların sayısı artmış

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, ekonomiye ilişkin TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yaptı. Karahan burada milletvekillerinin de sorularını yanıtladı. Vekiller Karahan’a Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından …

Bakan Kurum: Acil dönüşmesi gereken 600 bin konut var

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı’nda önemli açıklamalarda bulundu. 600 bin konutun acil dönüşmesi gerektiğini söyleyen Bakan Kurum, “Tüm belediye başkanlarımızı bu sürece sahip çıkmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

CHP’li Genç: Devlet her 1 liralık faiz gelirine karşılık yaklaşık 16 lira faiz ödemesi yapmakta

CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, Hazine’nin faiz gideri ile ilgili, “Mart ayında faiz gelirleri 9 milyar 879 milyon TL olurken, faiz giderleri tam 160 milyar 710 milyon TL olmuştur. Yani devlet, her 1 liralık faiz gelirine karşılık yaklaşık 16 lira faiz ödemesi yapmaktadır” dedi.

Ford’un 3 poplüler modelinden üzen haber: Büyük zam geldi

Ford Motor Company, ABD Başkanı Donald Trump’ın başlattığı yeni gümrük tarifeleri sonrasında Meksika’da üretilen üç popüler modelinin fiyatını artırdı. 2 Mayıs itibarıyla devreye giren bu artış, Mustang Mach-E, Maverick pickup ve Bronco Sport …

60 gün süre verildi… Bakanlık duyurdu: Lokanta ve kafelerde yeni dönem

Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda satışı ve tüketimi yapılan işletmeler için karekod zorunluluğu getirildiğini duyurdu. Uygulama için işletmelere 60 gün süre verildi.

Son sağlık siyasetinin komplikasyonu: Tıp eğitiminin yaşadığı kriz

Siyasette sorunları çözmek için ortaya koyduğunuz çözümlerin başka sorunlara yol açabileceğini öngörmek ayrı bir siyasi meziyettir. Sorun üretmek toplumun tabiatındandır ve siyaset bu sorunların çözümünün her şeyden önce teşhisi sonra sağlıklı bir tedavisi için vardır. Bazen uyguladığınız çözüm veya tedavi yolunun komplikasyonları oluyor ve bu komplikasyonlara karşı da ilk uyguladığınız tedavi ile birlikte önleyici tedbirler de almak gerekiyor. Siyaset için burada kullandığımız terminolojinin tıp

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir